Elif, 24 yaşındaydı ve İstanbul’da büyük bir reklam ajansında çalışıyordu. İşini severek yapıyor, ama hayatında özel birinin eksikliğini hissediyordu. Yoğun iş temposu ve şehir hayatının stresi arasında kendine pek vakit ayıramıyordu. Bir gün, arkadaşlarıyla birlikte bir doğum günü partisine davet edildi. İlk başta gitmek istemese de, arkadaşlarının ısrarı üzerine katılmaya karar verdi.
Parti, Boğaz manzaralı şık bir mekânda yapılıyordu. Elif, zarif bir elbise giyerek hazırlığını tamamladı ve partiye doğru yola çıktı. Mekâna vardığında, arkadaşlarıyla buluşup sohbet etmeye başladı. O sırada, gözleri karşında duran, uzun boylu, yakışıklı bir adama takıldı. Adam, Elif’in yakın arkadaşlarından biri olan Ece’nin çocukluk arkadaşıydı. İsmi Kerem’di ve Elif, onunla daha önce hiç tanışmamıştı.
Elif ve Kerem, partinin ilerleyen saatlerinde tanıştılar. Kerem, nazik ve samimi tavırlarıyla Elif’in dikkatini çekti. Uzun uzun sohbet etmeye başladılar. Kerem, yurt dışında eğitim almış ve şimdi kendi işini kurmuş başarılı bir girişimciydi. Konuşmaları, ortak ilgi alanlarını ve hayata dair benzer bakış açılarını ortaya çıkardı. Elif, Kerem’in yanında kendini rahat ve huzurlu hissediyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Kerem, Elif’e Boğaz’ın kenarında biraz yürüyüp yürümek istemediğini sordu. Elif, bu teklifi memnuniyetle kabul etti. Birlikte dışarı çıktılar ve Boğaz’ın serin rüzgarında yürümeye başladılar. Ay ışığı ve denizin hafif dalga sesleri eşliğinde, Kerem, Elif’e olan ilgisini dile getirdi. Elif, Kerem’in gözlerindeki samimiyeti ve içtenliği hissedebiliyordu. Kalbi hızlı hızlı atarken, ona karşılık verdi.
O gece, Kerem, Elif’i evine bırakmayı teklif etti. Yolda, ikisi de sessizliğin tadını çıkardı, ama kalpleri birbirleri için atıyordu. Kerem, Elif’i evine kadar eşlik etti ve kapının önünde durdu. Elif, Kerem’in nazik ve anlayışlı tavrından çok etkilenmişti. Kerem, Elif’e geceyi nasıl geçirdiğini sordu ve Elif, harika bir gece olduğunu söyledi.
Kerem, Elif’e eğilerek nazikçe onu öptü. Elif, bu öpücüğün verdiği mutluluğu ve heyecanı hissediyordu. İlk kez biriyle bu kadar derin duygularla bağlandığını fark etti. Kerem, Elif’in elini tutarak ona bakmaya devam etti ve onunla daha fazla vakit geçirmek istediğini söyledi. Elif, bu teklifi kabul etti ve yeni bir ilişkiye adım attıklarını hissetti.
Kerem ve Elif, o andan itibaren sık sık görüşmeye başladılar. Birlikte şehirde gezip yeni yerler keşfettiler, uzun yürüyüşler yaptılar ve derin sohbetler ettiler. Elif, Kerem’in yanında kendini güvende ve değerli hissediyordu. Kerem ise Elif’e karşı duyduğu sevginin her geçen gün daha da arttığını fark etti.
Birlikte geçirdikleri zaman, onların arasındaki bağı daha da güçlendirdi. Elif, ilk kez biriyle bu kadar derin ve anlamlı bir ilişki yaşamanın mutluluğunu yaşıyordu. Kerem, ona her zaman destek oldu ve onunla birlikte olmanın ne kadar özel olduğunu hissettirdi. İlk aşkın büyüsü, onları birbirine bağladı ve birlikte geçirdikleri her an, hayatlarının en değerli anıları oldu.
Bir akşam, Kerem, Elif’i sürpriz bir buluşmaya davet etti. Şehir dışında, doğayla iç içe bir yerde kamp yapacaklardı. Elif, bu teklife çok sevindi ve hazırlıklarını tamamladı. Birlikte doğanın güzelliklerini keşfetmek ve baş başa vakit geçirmek için yola çıktılar.
Ormanlık alana vardıklarında, Kerem küçük bir kamp alanı hazırlamıştı. Çadırlarını kurup ateş yaktılar. Gökyüzündeki yıldızlar ve ateşin cızırtısı eşliğinde, Kerem Elif’e olan sevgisini bir kez daha dile getirdi. Elif, Kerem’in bu düşünceli ve romantik jestine hayran kaldı. Gece boyunca, ateşin etrafında oturup sohbet ettiler, birbirlerine hayallerinden ve gelecek planlarından bahsettiler.
O gece, Kerem Elif’e büyük bir sürpriz daha hazırlamıştı. Küçük bir kutu çıkardı ve içinden parlayan bir kolye çıkardı. Kolye, Elif’in gözlerini kamaştırdı. Kerem, kolyenin Elif’in güzelliğini simgelediğini ve onun hayatında ne kadar değerli olduğunu ifade ettiğini söyledi. Elif, gözleri dolu dolu bu hediyeyi kabul etti ve Kerem’e sarıldı.
Sabah, güneşin doğuşuyla birlikte ormanın içinde yürüyüşe çıktılar. Elif, doğanın sakinliği ve Kerem’in yanında olmanın verdiği huzurla doluydu. Birlikte doğanın güzelliklerini keşfettiler ve her adımda birbirlerine daha da yakınlaştılar.
Kampın son gecesi, Elif ve Kerem göl kenarında oturuyorlardı. Suya yansıyan ay ışığı altında, birbirlerine sarılarak gelecekle ilgili hayallerini paylaştılar. Elif, Kerem’le birlikte olmanın ne kadar özel olduğunu bir kez daha anladı.
Zaman geçtikçe, Elif ve Kerem’in ilişkisi daha da derinleşti. İlk aşkın büyüsü, onları birbirine bağlamıştı ve birlikte geçirdikleri her an, hayatlarının en değerli anıları arasında yerini aldı. Elif, Kerem’in yanında kendini güvende ve mutlu hissediyordu. Kerem ise Elif’e olan sevgisini her fırsatta dile getiriyor ve onunla geçirdiği her anı özel kılıyordu.
İlk aşkın büyüsü, onları birbirine daha da yakınlaştırdı. Birlikte yaşadıkları her an, onların hayatında unutulmaz izler bıraktı. Elif ve Kerem, hayatlarının geri kalanını birlikte geçirme hayaliyle doluydular. İlk aşkın büyüsü, onların kalplerinde sonsuza kadar sürecekti.
kim vurduya gitmiş *** insan tanımadığı birine verir mi ya